KARPMAN DRAMA ÜÇGENİ NEDİR?

KARPMAN DRAMA ÜÇGENİ NEDİR?

Masallar, filmler ve oyunlar sıkça benzer bir öyküyü işler.

Kötü niyetli bir karakter masum bir kurbanı hedef alır ve bu kurbanın kurtuluşu, bir kahramanın elindedir. Kulede tutsak prensesler, onları kurtarmak için mücadele eden prensler ve kötü yürekli cadılar. Bu tip karakterlerle gerçek hayatta karşılaştığınızı hiç düşündünüz mü? Ya da bu karakterlerden biri olabileceğinizi?

Steven Karpman’ın 1968 yılında geliştirdiği bu model insan ilişkilerindeki en yaygın dinamiklerden birini temsil eder. Bu modele göre üç temel rol bulunmakta. Kurban, suçlayıcı ve kurtarıcı olarak ayrılmıştır. Bu yazımızda Karpman Drama Üçgenini daha yakından ele alacağız ve rol türlerine değineceğiz.

Bu rollerin sabit olmadığı zamanla ve kişilere göre değişebildiği görülür. Aile dinamiklerine bir bakalım. Aşırı koruyucu bir annenin erkek çocuğu kendi kararlarını alabileceği konusunda şüpheye düşebilir. Anne, çocuğun sorumluluk almasına izin vermez, her şeyi onun adına düşünür ve risk almaktan alıkoyar. Bu durum çocuğun kendini kurban olarak annesini ise kurtarıcı olarak görmesine sebep olabilir. Çünkü çocuğun motivasyon kaynağı annesinin onu kurtarmasıdır. Zamanla bu durum daha da pekişir ve çocuk okulda ve diğer alanlarda zalimleri kendine çeker. Sürekli maruz kaldığı zorbalıktan ve kendini savunamamaktan rahatsız olan baba, çocuğa sözlü ve fiziksel şiddet uygulamaya başlar ve böylece suçlayıcı rolünü üstlenir. Baba, durumun sorumlusu olarak sürekli kendisini gösterdiğinde, anne de suçlamalardan payını alır ve anne-oğul rolleri değişir. Şimdi anne kurban haline gelmiş ve oğul suçlayıcı babadan annesini kurtarmaya çalışan kurtarıcı olmuştur.

karpman drama üçgeni ve roller

Karpman Drama Üçgeni Nedir?

Karpman Drama Üçgeni 1968’de Transaksiyonel Analiz uzmanı Stephen Karpman tarafından yaratılmış, masal karakterlerinden ilham alınarak oluşturulmuş bir ilişki modelidir. Bu modelde üç temel rol bulunur: kurban, kurtarıcı ve suçlayıcı. Bu roller, bireylerin yaşamlarında üstlendikleri ve genellikle mutsuzluk yaratan, kendi hayatlarının sorumluluğunu almalarını engelleyen pozisyonlardır. Masallardaki karakterlere bakıldığında bu roller açıkça görülebilir. Örneğin Sindirella masalında külkedisi kurban, üvey anne ve üvey kardeşler suçlayıcı, yakışıklı prens ise kurtarıcı rolündedir. Benzer şekilde, Türk sinemasında da bu rolleri görmek mümkündür: kurtarıcı olarak erkek başrol, kurban olarak kadın başrol ve suçlayıcı olarak kötü karakterler. Erol Taş’ın filmlerdeki suçlayıcı rolleri sonrasında gerçek hayatta maruz kaldığı kötü muamele, toplumda kurban rolüyle özdeşleşmenin bir göstergesidir. Bu rollerin arabesk kültürün bu topraklarda yaygın olmasının nedenlerinden biri olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Her ne kadar genellikle bir ana rol seçsek de, farklı sosyal ilişkilerde zamanla roller arasında geçiş yapabiliriz. Kişiler ve roller değişken olsa da, bu roller arasındaki döngü devam eder.

karpman drama üçgeni-1

Karpman Drama Üçgenindeki Rol Türleri

Karpman Drama Üçgeni terimi bir çatışma anında bireyin genellikle sergilediği davranış biçimlerini ifade eder. Bu modelde, bir kişi stres altındayken veya duygusal bir durumdayken üstlenebileceği ve aralarında geçiş yapabileceği roller vardır. Steven Karpman’ın tanımladığı Drama Üçgeni Kurtarıcı, kurban ve suçlayıcı şeklinde modellerle üç ana rolü içerir.

1. Kurtarıcı Rolü

Kurtarıcılar, yardıma ihtiyacı olan kişilere yönelir ve onları zor durumlarından kurtarmaya çalışırlar. Kendilerine bakamayan ve güçlüklerle baş edemeyen insanlara karşı derin bir empati duyarlar ve onlara yardım etmek için harekete geçerler. İsteksiz oldukları şeyleri bile başkaları için yaparlar ve gerektiğinden fazlasını verirler. Karşılarındaki kişi yardım istemese bile, onları kurtarmak için çaba gösterirler. Diğer insanları mutlu etmeyi kendilerine görev edinirler ve bu süreçte ne kadar iyi ve değerli olduklarını kanıtlarlar. Ancak, bu süreçte genellikle kendilerini tüketirler ve çabalarının yeterince takdir edilmediğini düşünerek yakınır ve bu noktada kurtarıcıdan kurban rolüne geçiş yaparlar.

2. Kurban Rolü

Kurbanlar, kendilerini mağdur, çaresiz ve güçsüz hissederler. Mutlak yardıma ihtiyaç duyarlar ve genellikle içgörü geliştiremez, sorunları çözemez ve hayattan zevk alamazlar. Sorumluluk almaktan kaçınır ve sonuçlarını taşımazlar. Her zaman başkalarını suçlarlar ve mağduriyetlerini dile getirirler. Eğer mağdur edilecek bir durumla karşılaşmazlarsa, kendilerini mağdur edecek bir suçlayıcı ve ardından gelen bir kurtarıcı arar ve bulurlar.

3. Suçlayıcı Rolü

Suçlayıcılar, duygusal olarak soğuk ve öfkeli olma eğilimindedirler. Başkalarını sert bir şekilde eleştirir, yargılar ve kendilerini üstün görürler. İstedikleri gibi gitmeyen durumlarda öfkelenirler, bu öfke genellikle içlerindeki korku ve yetersizlik duygularının bir ifadesidir. Suçlayıcılar genellikle çocukluklarında kurban rolünde olmuşlardır ve yetişkinliklerinde kurbanlarını bulup onları mağdur ederler. Kurtarıcı rolünden suçlayıcıya geçenler önce kendilerine değil kurbanlarına kızar ve onları suçlarlar. Ben ona her şeyimi vermedim mi? Karşılığında bana ne döndü? gibi sorularla kendilerini haklı çıkarırlar.

Bu üç rol arasında eğer birini oynuyorsanız sonunda diğer ikisini de oynama eğilimindesinizdir. Bu roller genellikle aşırı tepkilere yol açar ve bireyleri olumsuz etkiler. Çatışma anında hangi rolde olduğunuzu fark etmek ve bu döngüyü kırabilmek önemlidir.

İsg-212x72

Paylaş Facebook Twitter E-Mail Whatsapp